Toz Zerresi…

Çöldeki kentilyon, sekstilyon adet kum tanesinden birinin dünya olduğunu düşün. Kainat bundan da kat be kat büyük…

ve sıkı durun;

üzerinde yaşadığınız yaşam küresi bir kum tanesinden çok çok çok daha düşük boyutta, evrene göre…

Güneş sistemimizdeki, güneşe göre nokta kadar olan dünyamızı düşünün. Güneşin o ,minnacık gezegeni saliseler içinde yok edebileceğini düşünün…

Bir masanın üstünde biriken toz zerreciklerine üflediğinizde o toz zerreceklilerinin nasıl uçuştuğunu hayal edin..

İşte kainatın dünyaya bunu anlık yapabilmesi çok olası. Minik bir güneş patlamasına bakar, ne olduğunu anlamadan küle dönüşüveriririz bir anda!

Ya da tam tersi, bizi güneşten uzaklaştıracak, bize göre çok büyük güç, evrene göre güç bile denmeyecek kadar küçük bir etki ile anında buz keseceğimizi düşünün…

İçinde milyonlarca güneş sistemi olan bir galaksi düşünün şimdi.

Bizimkisi Samanyolu Galaksisi (Milky Way Galaxy). Bu galaksiden de milyarlarca adet olduğunu düşünün…

Beyin duruyor, akıl almıyor, akıl yetmiyor değil mi? Fazla zorlamayın, yanmasın beyinler…

Venüs gibi, güneşe biraz yakın olsak; 450 derecede kavrulmuş olurduk…

Mars gibi, biraz uzak olsak; -150 derecede donmuş olurduk. Daha uzaktaki gezegenler, gaz bulutu henüz… gezegen olma, kara parçası olma periyotlarını belki 20 milyar yıl sonra tamamlayacaklar.

Dünyanın bulunduğu yörünge yerküreyi -60 ile +60 aralığında tutuyor. Bu da yaşam formlarının oluşması için ideal bir sıcaklık.

Bizlerin hayatta kalması için,atmosferin oluşması için, içi oksijen dolu bir balon olarak kalmamız için, sıcaklık gibi binlerce parametre düşünün şimdi.

Evrende herşey hareket halinde. Herşey çevresindeki daha büyük birşeyin himayesinde kalıyor ve secde eder gibi çevresinde dönüp duruyor. O sistem de toplu olarak başka birşeyin etrafında dönüyor.

Babaannemin, “Dünya bir öküzün boynuzları arasındadır” sözü aklıma geliyor.

Hint kültüründen alınan bu benzetmeyi şöyle yorumluyorum;

“Her an o boynuzlardan kayıp düşebilir dünya… Aslında pamuk ipliğine bağlı olduğumuzu ifade etmeye çalışıyor…

Bu nasıl bir ihtişam, nasıl bir denge nasıl bir varoluş, nasıl bir yaradılış.

Akıl almıyor değil mi?

Varın siz düşünün bir insan olarak o koca kainatta kapladığınız yeri.

Ve unutmayın bu koca evren tüm ihtişamıyla genişlemeye, büyümeye devam ediyor…

“Göğü kudretimizle biz kurduk ve biz onu genişletmekteyiz…”
-Zariyat, 47. Ayet

Bahadır Eren
19.11.2023

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir